Birol Kilic, Viyana’dan analiz ve gözlemler, 24.01.2025
Analiz ayrıca Almanca yayınlanıp 25.345 bin Aboneye yollanmıştır
Avusturya Başbakanlığına bağlı Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi (DPI), Alman Dış İlişkiler Konseyi (DGAP) ile işbirliği içinde AB’de en fazla ülkede sığınmacı, mülteci ve Çeçen asıllı insanın yaşaması nedeniyle ama Almanya’yı içine alacak şekilde Çeçen diasporası üzerine bir çalışma yayınladı.
Avusturya’da 40 bin Çeçen sığınmacı yıllardır yaşıyor
Raporda geçen, „40. 000’den fazla Çeçen ile Avusturya, yarısı Viyana’da yaşayan Avrupa’nın en büyük topluluklarından birine ev sahipliği yapıyor ve bu topluluk her zaman çatışmadan uzak değil. Örneğin, Viyana’da – Handelskai de dahil olmak üzere – kendi kendini atayan ahlak bekçileri şimdiden infiale neden oldu. Erkekler kendi yorumlarına göre kendi deyimleriyle sessiz ama bazen sokaklarda bağırarak „şeriat, helal ve haram“ dedikleri sistemleri uygulamaya çalışmışlardır.“ ifadeleri aslında Avusturya’da Çeçen toplumunun bugüne kadar çoğulcu, seküler, çok sesli ve demokratik Avusturya hukuk devleti sistemine entegre olmadığını göstermesi açısından önem arz ediyor.
“Avrupa’nın Çeçen toplumunda cihatçılık ve ‚ahlak koruyucuları’” başlıklı yayın, diğer yerlerin yanı sıra Viyana’da yapılan görüşmelere dayanmakta olduğu ve Çeçen toplumu ve tarihinin yanı sıra diaspora topluluklarının güncel bir analizini sunmaktadır ifadeleri kullanıldı ve „Radikalleşmenin nedenlerinin sıklıkla yer aldığı sosyo-kültürel, etno-milliyetçi ve dini tutumlar araştırılmıştır. “DGAP ile yapılanlar gibi uluslararası araştırma işbirlikleri, Avusturya’nın ötesine uzanan ulusötesi yapıları yeterince analiz etmeyi mümkün kıldığı için dokümantasyon merkezi için önemlidir.“ denildi.
„Geleneksel aile yapıları, örfi hukuk ve din konularına odaklanan bu çalışma, diasporadaki Çeçen topluluklarında önemli bir rol oynayan alanları da kapsıyor” diyen Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi Direktörü Lisa Fellhofer’in Türkçeye çevirdiğim şu ifadelerini Avusturya ama aslında tüm Avrupa, Türkiye ve hatta yangın yerine dönen Suriye’de yerli vatandaşların okuması gerekiyor : „Tahminlere göre Avusturya, kolektif bir travma ile birleşen Avrupa’daki en büyük Çeçen topluluklarından birine ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında Suriye’deki cihatçı gruplara katılmak isteyenlerin ya da İslam Devleti (İD) topraklarına gerçekten seyahat edenlerin oranı özellikle yüksekti. Çeçen diasporasında süregelen siyasi çatışmalar nedeniyle yaşanan kutuplaşma, özellikle genç yetişkinleri Çeçen direnişinde öncü rol oynayan İslamcı grupların propagandasına açık hale getirmektedir. Rusya’ya karşı mücadelenin yanı sıra, Suriye’ye gitmenin en önemli nedenlerinden biri de küresel Müslüman topluluğuna (Ümmet) katılma ve “daha büyük bir davaya” iştirak etme fırsatıydı.“
Çeçenler yiğit ve güzel bir halk. Ama içlerinden çıkan tekfirciler?
Çeçenler yiğit ve güzel bir halk. Kuşkusuz. Vatanları işgal altında ve büyük baskı, katliam ve zulümlerden geçmişler. Mazlum Çeçen halkının acılarını paylaşıyoruz.
Bu onları vatanlarından kaçmaya, göç etmeye sevk etmiş ama bir yandan onların selefi „vahabi tekfici ve cihadçı“ grupların elinde radikalleşmesine neden olmuş. Mazlumken önemli bir Çeçen grup zalim olmuş ve şu anda Suriye’de başka insanların vatanlarında yerli Süryani, Ermeni Hristiyan, Dürzi ve Arap Hristiyan, Arap Alevilerine zulüm yapıyor. Video ve resimlerde görüyoruz bu zalimlikleri sözde İslam adına tekfirci vahabi selefi mezhebine girmiş ve radikalleşmiş ve paralı asker olmuş bu Çeçen asker tiplerine benzer insanları başta Viyana olmak üzere tüm AB’de görmek mümkün. Sanki bu teröristçe tekfirci bazı Çeçenler Avrupa’nın sığınmacılık siyasetini suistimal edip koruma altında girip buralarda dinleniyorlar. Evlenip çocuk yapıp Irak, Suriye, Balkan ve Al Kaida’nın olduğu Taliban ülkesinde terör estirmek için ihale bekliyorlar. Sözümüz tüm Avusturya’daki Çeçen toplumuna değil ama büyük sorunlar var. Avusturya tehlikenin farkında ama gelecek faciaların değil. Avusturya’dan Suriye’de HTŞ, AL Nusra vs. altında savaşan kaç Çeçen asıllı erkek var ? Viyana: Çeçen araştırmasında Avusturya´da yerleşik Suriye´de terör estiren Çeçen sayısı merak ediliyor. Mesela AA’nın verdiği haberlerden biri şöyle „Mersin’in Tarsus ilçesinde, terör örgütü DEAŞ’a katılmak için Suriye’ye, Arapça gitmeye çalıştığı öne sürülen 4 Çeçen uyruklu tutuklandı.“ Veya bu haber, „DEAŞ’a katılması ile Çeçenistan’daki babasının bakanlık koltuğunu kaybetmesine neden olan, Suriye’ye gittikten sonra da güzelliği ile DEAŞ’ı da karıştıran Seda Dudurkaeva isimli kadın İstanbul’da tutuklandı.“
Avusturya Türk Kültür Cemiyeti bu Amerikan Adalet Bakanlığı’nın şu anda ABD’nin ve AB’nin HTŞ siyasi duruşuyla ilgili resmen ters duruşunu Avusturya Basın Ajansı APA OTS üzerinden kamuoyu duyurarak Suriye’de Hiristiyan Arap, Ermeni ve Asuri vatandaşlarının korku ve tedirginlik içinde diken üstünde yaşamalarını ve Suriye’de Arap Alevi katliamlarını dile getirdi.
Bunun gibi yüzlerce Türkçe, Almanca, İngilizce ve Fransızca haber var. Şüphelerimizde haksız değiliz. Şu anda HTŞ altında Çeçen asıllı asker adı altında teröristleri gördükçe.
Avusturya ve Alman Devleti işbirliğinde
yayınlanan rapor
Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi – tam adı: Dini Motifli Siyasal Aşırıcılığın Dokümantasyonu için Avusturya Fonu (Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi) – 2020 yılında Avusturya Federal Hükümeti Kurz II tarafından kurulmuştur ve “siyasal İslam’ı bilimsel olarak belgelemek ve araştırmak amacını taşımaktadır. Avusturya Vakıf ve Fon Yasası 2015 kapsamında bağımsız bir fondur.“ denildi.
Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi ! AB ilk ve tek
Avusturya Başbakanlığı’na bağlı Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi, 2015 tarihli Federal Vakıf ve Fon Yasası uyarınca bağımsız bir Cumhuriyet fonu olarak kurulmuştur. 5 ila 7 uzmandan oluşan bir ekip, bir direktör tarafından bağımsız olarak yönetilmektedir. Avusturya Entegrasyon Bakanı Raab kuruluş aşamasında şunları ifade etmişti:“Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi çalışmalarına başlıyor “Merkezi Viyana’da bulunan fon, ulusal ve uluslararası uzmanlık katkısında bulunacak bir bilimsel danışma kurulu tarafından da desteklenecektir. Bu, merkezin bağımsızlığı ve bilimsel niteliği açısından merkezi bir öneme sahiptir. Dokümantasyon Merkezi’nin amaçları siyasi İslam’la mücadele, bilimsel araştırma ve dokümantasyonun yanı sıra dini motifli siyasi aşırılıkçılık hakkında bilgi toplamaktır” dedi. Ayrıca dernek ve yapılar, arkalarında hangi ağların ve destekçilerin olduğunu ve Avusturya’daki dernekler üzerinde yurtdışından zararlı etkiler olup olmadığını bulmak için incelenecek. İnternet ve sosyal medyadaki faaliyetler de izlenecek. Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi ile aşırıcılığa zemin hazırlayan, siyasal İslam’ın bu aşırıcı ideolojisine zemin hazırlayan ağlara ve yapılara ışık tutmak istiyoruz. Örneğin, kulüp yapıları veya sosyal medya ya da eğitim sektöründe, anaokullarında veya okullarda, Avusturya’da burada ve orada yurtdışından – Türkiye, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerden – bir etki olduğunu da fark ettik.“
Kitabın ortasından konuşmak zorundayız
„Avusturya´da Başbakanlık altında kurulan AB’de tek olan „Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi’nin“ Alman Dış İlişkiler Konseyi ile işbirliği içinde yaptığı 22 Ocak 2025 yayınlanan bir araştırma dikkat çekti. Özellikle „Rusya Devleti Başkanı Putin’in emrinde çalışan Çeçenistan Devlet Başkanı Ramzan Kadirov’un kolu diasporaya kadar uzanıyor“ iddiası bu raporunun konularından biri. Ama raporda eksik olan konular daha fazla dikkat çekti. Şu anda Avusturya, Almanya ve AB’yi Çeçenler konusunda ilgilendirmesi gereken Rusya değil Sudi Arabistan kökenli batı emperyalist destekli Çeçen toplumun travmasını suistimal edilmesiyle özellikle Irak, Suriye, Balkanlar artı AB’de ve yakında Türkiye’de tekfirci cihadcı Çecen teröristler. Lafı uzatmadan kitabın ortasından konuşmak zorundayız. Hele hele geçen gün bir Cezayir asıllı Belçika vatandaşı AB Komiserinin Suriye’de HTŞ lideri Golani ile görüşüp ona 220 milyon Avro değerinde çek uzattıktan sonra.
Şu anda Amerikan Adalet Bakanlığı sayfalarında , „Dikkat kod adı HTŞ bunlar eski Al Nusra ve önceden IS( DEAŞ)“ diye tabir edilen Çeçen asıllı tekfirci cihadcı insanlar Suriye’yi kana buluyorlar. Özellikle HTŞ yönetiminde Suriye’de Hristiyan ve silahlarını bırakmayan Durzi topluluklarla büyük baskı, ayrımcılık, belirsizlik, tedirginlik ve korku hakim. Suriye’nin yerli halkı olan Arap Alevi toplumunu HTŞ yönetimin içindeki her alanda görevli Çeçen, Uygur, Özbek, Türkmenistan’da selefi ve vahabileştirilmiş cihadçıların son bir ayda icra ettikleri katliamları dünyanın gözü önünde teşekkül ediyor. Özellikle merak edilen bu HTŞ altında şu anda emrindeki Çeçen erkeklerinin kaçı Avusturya’da mülteci, sığınmacı veya Avusturya vatandaşı? Kaçı Avusturya’da sosyal yardım alıyor ve şu anda Suriye’de terör estiriyor ve daha sonra ailesini Türkiye üzerinden Avusturya’da gelerek bu ülkede dinleniyor ve tekrar Suriye’ye geri dönüyor. Bu soruların cevapları bu raporda yok ama cevap bekliyor. (Kaynak: El Nusra Cephesi’nin terörist kategorisinde yapılan değişiklikler KONUŞMACININ MEDYA DUYURUSU 31 MAYIS 2018)
Peki rapor içinde neler var?
Çeçenlerin çoğunluğu, özellikle bugün hala insanları etkileyen bir çatışma olan iki Çeçen savaşı sırasında Kuzey Kafkasya’daki Rus ordusu ve müttefiklerinden kaçarak Avrupa’ya gelmiştir. Görüşmelerde hem erkek hem de kadın görüşmeciler İS ( DEAŞ, Al Nusra vs.) ile ilk temaslarının internet ya da sosyal medya aracılığıyla olduğunu belirtmişlerdir.
-Ebeveynler için çocuklarının internet faaliyetlerini kontrol etmek zor. Kadirov klanı Çeçenistan’da klan gözaltısını uygulamaya koyduğu için insanlar ailece kaçıyor.
-Kadınlar tehdit ediliyor ve hatta yaralanıyor. Mağdurlar, mayolu fotoğrafların ya da Çeçen olmayan biriyle ilişkinin ahlak bekçileri için yeterli olduğunu bildiriyor. Fotoğraflar daha sonra kadının iddia edilen kötü davranışına dikkat çekmek için camilere asılıyor. Ahlak koruyucuları faaliyetlerini çevrimiçi sohbet grupları aracılığıyla organize etmektedir. Çalışmanın da gösterdiği gibi, bu gelişmenin nedenleri, öncelikle umutların yokluğu ve dinin bir “direniş ideolojisi” olarak araçsallaştırılmasında yatıyor.
Analizin Çecen toplumu arasında gençler, İslam öncesi Çeçen geleneklerden etkilenen ve katı bir ataerkil yönelime sahip olan Çeçen örfi hukuku „Adat‚a da“ güçlü bir şekilde atıfta bulunmaları olmuş.
-“Ahlak bekçileri”, kendi kaderlerini tayin etme haklarını engellemek amacıyla öncelikle kendi toplumlarından kızların ve kadınların davranışlarına odaklanmaktadır.
-Özellikle “Batılı” davranış biçimlerine karşıdırlar ve “Çeçen soyunu” korumak istemektedirler. Araştırmanın sonuçlarına göre, Çeçen kadınlarla topluluk dışından erkekler arasındaki ilişkileri ve evlilikleri engellemek temel amaçlardan biri.
-“Ahlak koruyucuları” faaliyetlerini nispeten gayri resmi, hiyerarşik olmayan, merkezi olmayan çevrimiçi sohbet grupları aracılığıyla organize etmektedir. Çalışmanın da gösterdiği gibi, bu gelişmenin başlıca nedenleri gençlerin beklentilerinin olmaması ve etnik milliyetçi tutumları ile dinin bir “direniş ideolojisi” olarak araçsallaştırılmasıdır.
Tekrar, tekrar: Avusturya´da yerleşik Suriye´de terör estiren Çeçen sayısı merak ediliyor
Ama asıl bizim bu araştırma ve analizlerde merak ettiğimiz konu kısaca şu : „Avusturya´da yerleşik Suriye´de terör estiren Çeçen sayısı“. Suriye’deki cihatçı gruplara katılanların oranı Avusturya’dan Çeçenler arasında özellikle yüksek. Bizi ilgilendiren Avusturya’dan Suriye’de HTŞ, AL Nusra veya DEAŞ vs. altında savaşan kaç Çeçen asıllı erkek var ?
Ama asıl en önemlisi yukarıda dile getirdiğimiz soruların cevapları yok. Avusturya’dan başka bir ülkenin ordusuna katılmak veya bu gibi terör örgütlerinin hizmetinde olmak büyük suç ve başta hapis, para cezası ve vatandaşlıktan atılmaya kadar cezaları var.
Başta Avusturya olmak üzere AB acilen HTŞ’ye yolladığı 220 milyon avrodan daha fazlasını bu konuda hem Avusturya’da hem AB’de 500 milyon avro bütçe ayırarak bu Avrupa’da yaşayıp bu ülkeleri her şey içinde devlet destekli beş yıldızlı otel olarak kullanıp daha sonra başta Irak, Suriye’de ve Türkiye’de terör estiren ve yerli halkı tehdit eden kendi vatandaşı olan veya sığınmacı sayısını bulmak , tespit etmek ve derhal çözül bulmak zorunda. Viyana’da ve Avusturya’da boks başta olmak üzere spor salonlarında bu cihadçı tekfir vahabi selefi erkekler vücut geliştirmiyor, tam tersine şu anda özellikle Müslüman ülkelerde operasyona savaşçı olarak katılıp yerli Müslüman halka zülüm yapmak için paralı ihale bekliyor.
Bu konuda Avusturya’da özellikle Suriye’deki Arap Alevi toplumuna yapılan zulüm konusunda Avusturya Arap Alevi toplumundan tık yok. Sosyal medya paylaşımlarında yeme içme, kakara kikiri başta olmak üzere son bir ayda her şey var ama Suriye’deki zulümler konusunda ne Avusturya toplumu ve basınını ne de Türkçe ve Arapça konuşan vatandaşları bilgilendiren paylaşımlar var. Aynısını Alevi adlı Avusturya devleti tarafından tanınmış din toplumu kuruluşunda da göremedik.
Bu konuda gözlemlediğimiz Avusturya Alevi Federasyonun’nun iki hafta önce Avusturya Parlamentosu önünde Suriye’de tüm topluma ama başta Suriye Arap toplumuna yapılan keyfi katliam, zülüm ve ayrımcılıklar. Avrupa Alevi Federesyonun’nun tartışmalı ismi Turgut Öker bir TV tartışmasında, birebir değil ama mealen şu ifadeleri kullandı : „Viyana’daki protestolarımıza 150 gibi az kişi katıldı. Duvarlara konuştuğumuzu fark ettik ve Avrupa kamuoyunu ne basın ne de siyasetçi yönünde etkileyemedik. Bu konuda Avrupa’da Arap Alevi toplumundan davalarına birinci derecede daha sesli sahip çıkmalarını bekliyoruz“. Zayıf ama en azından Viyana’ya gelerek Avusturya Parlamentosu önüne gelerek bu protesto içinde oldu. Birkaç tane Alevi toplumuna yakın Türkçe yayın yapan medyaya konuştu ama Avusturya medyası yoktu. Diğer Türkçe sosyal medya veya yazılı medya bu toplantıya ilgi göstermedi.
Avusturya Parlamentosu önündeki toplantıdan sonra birkaç önemli Alevi toplumunun önderleriyle konuştum. Bir tanesinin açıklaması şöyle : „Suriye´deki zulmü protesto etmek için Avusturya Parlamentosu önündeki bu toplantıya ne ALEVİ ne de Avusturya Arap Alevi Toplumu temsilciler katıldı ne de destek verdi. Bu kurumların bir de aralarında kavgaları var. Hoş değil. Alevi ismini kullanarak kamuoyunda temsil ettiğini sananlar bu ismi böyle artık kullanmayı hak etmeden kullanmamalı ve isterse Dede isterse Şeyh soyundan gelsinler. Herkesin aklını başını alıp özeleştiri yapması gerekiyor . Yapmıyorlarsa isterse inançlı isterse inançsız olsun Alevi toplumunun yakasından düşsünler diyenler çoğunlukta.“
Asıl konumuza gelecek olursak
Bu gündeme getirdiğimiz soruları Almanca kamuoyunun önünde sormak farz! Hangi soru. Tekrar olacak ama önemli : „Avusturya´da yerleşik Suriye´de terör estiren Çeçen sayısı merak ediliyor“
Sadece Çeçen asıllılar değil. Arap, Türk, Kürt, Zaza, Arnavut, Boşnak ve hatta direk kafadan selefi cihadçı ve tekfirci olarak Müslüman yapılmış Avusturya , Sırp ve eskiden Hristiyan olan gençlerin sayısı çok önemli. Hepsi pimi çekilmiş bomba gibi Avusturya’da aramızda yaşıyor ve Suriye’de HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra kendilerini çok mutlu, güçlü hissediyorlar ve ihale bekliyorlar.
Avusturya tehlikenin farkında ama gelecek faciaların değil.
İlgili haberler
Dokumentationsstelle Politischer Islam
https://www.dokumentationsstelle.at/
Neue Dokumentationsstelle in Wien. Gegen die Netzwerke des politischen Islam
Integrationsministerin Raab: Dokumentationsstelle Politischer Islam nimmt Arbeit auf
Çeçenler ile ilgili Yeni Vatan Gazetesi’nde yayınlanan haberler